03.07.2016

Ramazan Arefe Ve Bayrama Dair

İl Müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu,  artık son günlerini yaşadığımız ramazan ayı, arefe günü ve bayram ile ilgili çeşitli konularda merak edilenleri açıkladı. 

Arefe sözlük anlamı olarak ‘ön gün demektir’ diyen müftü Kolukısaoğlu açıklamasında şunlara değindi ‘Arefe, İslam dininin kıymet verdiği günlerdendir.  Sözlük manası olarak arefe günü: Belirli bir günün, olayın bir önceki günü veya ona yakın günler, ön gün demektir.  Bizim anladığımız manada ise arefe günü, bayramdan bir önceki gündür. Arefe günü bayramı karşılamanın coşkusuyla, mübarek Ramazana veda etmenin üzüntüsü arasında, özellikle hastaları ziyaret ederek onlara dua etmeliyiz. Fıtır sadakalarımızı vermediysek vermeliyiz. Ölmüşlerimizin kabirlerini ziyaret etmeli, fakir, muhtaç, muhacir, evsiz, yurtsuzlar ve yetimlere elimizi uzatmalı, onları da yarınki bayrama hazırlayarak bayram sevincine ortak etmeliyiz. Hediyelerle çocukları ve büyükleri sevindirmeliyiz. Unutmayalım ki, sevindireni Allah sevindirir. Gariplere, yoksullara sığınak olanlara da Allah (c.c) sığınak ve dayanak olur. Yardıma muhtaç olanlara yardım edene Allah ta yardım eder, merhamet edene merhamet edilir.  

 Bayram gecesini de Mübarek gece olarak dua, tevbe ve istiğfarla geçirelim. Çünkü duaların kabul olduğu gecelerden birisi de Bayram gecesidir. Bu gece kaza namazları da kılmak çok sevaptır. Peygamberimiz bayram gecesi hakkında bakın ne diyor: 'Ramazan ve Kurban bayramı gecelerini sevabını Allahtan bekleyerek, ibadetle geçiren kimsenin kalbi kalplerin öldüğü gün ölmez.'

‘Bayram sevinç günleridir gelin gönüller yapalım bu bayram…’

Bayramlar sevinç günleridir bu bayramda gelin gönüller yapalım diyen müftü Kolukısaoğlu merak edilen bazı hususlara dikkat çekti.

‘Ayrıca şu hususlara da dikkat çekerek hatırlatmak isterim: Gelin Gönüller Yapalım Bu Bayramda…

1)Arefe gününü ve gecesini dua, tevbe, istiğfar ederek ve namaz kılarak değerlendirelim.

2)BAYRAM: Sevinç, neşe, sevme, sevilme ve sevindirme günleridir. Bu anlamlarına uygun topluca bayramı değerlendirelim.

3)Hala fıtır sadakasını vermediysek niyet edip verelim, Fıtır sadakası orucumuzun kabulüne de sebeptir.

4)Bayram, her yıl gelip geçen bir tatil günü değil, insani ve dini güzelliklerin birlikte yaşandığı, birlik, beraberlik, sevgi ve saygının en güzel örneklerinin sergilendiği, toplumun bütün kesimlerinin birbiriyle kaynaştığı paylaşma ve dayanışma günleri olarak değerlendirilmelidir.

5)Ramazan ayında kazandığımız değerleri, güzel huyları (sabır, iradeye hakim olma, açın halini anlama, nimetlerin kıymetini bilme, Allaha kulluk etmenin tadına varma..)bayram günü uygulamaya koyalım.

6)Kırgınlığa, dargınlığa bu bayramın getirdiği neşe ve sevinç ortamından faydalanarak son vermeye gayret edelim. Peygamberimiz bu konuda şöyle buyuruyor. 'Müslümanın Müslüman kardeşine 3 günden fazla dargın durması helal değildir.' Allahü Teala Kuranda: 'Ancak Müminler kardeştirler.(Onlar arasında bir kırgınlık, dargınlık olduğunda) aralarını siz düzeltin..' Peygamberimiz 'Size nafile oruçtan, namazdan ve sadakadan daha sevaplı bir ameli haber vereyim mi?' dedi. Bunun üzerine orada bulunan Müslümanlar bu çok sevaplı ameli merak ettiler ve buyur ya Resul Allah dediler. Peygamberimiz 'Bu çok sevaplı amel, iki dargını barıştırmaktır.' buyurdu. Namazda ve başka vesilelerle birbirimizin iyiliğine dua etmiyor muyuz? Ediyoruz. Birbirine dua edenler kardeşliğin gereğini yapmalılar.

7)Anne ve babalarımızı, aile büyüklerimizi unutmayalım, onların hayır dualarını alalım. Evinde ve yatağında ziyaretçi bekleyen insanlarımızı hatırlayarak ziyaret edelim. 'Hatırlayan hatırlanır.' Öksüz ve yetimleri, muhtaç ve çaresizleri sevindirelim.' Sevindiren sevindirilir.' Gelin Gönüller yapalım Bu bayram.

Bizimle bayram sevincine katılamayan hastane, hapishane ve huzur evlerinde bulunan insanlarımızı ziyaret edip bayramlaşarak gönüllerini alalım.

8)Bizler bu güzel, cennet yurdumuzda bayramın mutluluğunu yaşarken, insan eliyle üretilen felaketler sonucu acı, ıstırap çeken sevinç ve mutlulukla bayram yapmaya hasret kalan, savaş ve yoksulluğun gölgesinde bayramı geçiren din kardeşlerimizi unutmayalım.

9)Ramazan 2016 mektebinde elde ettiğimiz güzel huyları ve kazanımları Ramazan sonrası 11 aya yansıtmaya gayret edelim.

10)Peygamberimiz İslam ahlakının temelini teşkil eden bir sözünde: “Hiç biriniz, kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için de istemedikçe gerçek iman etmiş olmaz” İşte altın kural budur. O'nun başka bir sözü “Birbirinizi sevmedikçe olgun Mümin olamazsınız, Allah’a imandan sonra aklın başı insanları sevmektir...” sözünü unutmayalım.

11)Allah-ü Teâlâ müminleri bir ayette şöyle övüyor: “Kendileri muhtaç olsalar dahi onları (muhtaçları) kendilerine tercih ederler.”

12)Toplumun varlığının devamını sağlayan en büyük kuvvet hiç şüphe yok ki, KARDEŞLİKTİR, BİRLİK VE BERABERLİKTİR. Yüce Rabbimiz Ali İmran suresinin 103. ayetinde bakın bizlere ne diyor: “(Ey Kullarım!) Hepiniz birden Allah’ın ipine sarılınız, parçalanıp ayrılmayınız. Allah’ın üzerinizdeki nimetlerini düşünün...”

Burada 'Allah’ın ipi' Allaha kavuşma, rızasını kazanma sebebi olan vasıta demektir. Bu da Kuranı Kerimdir. Peygamberimiz: “Gökten yeryüzüne indirilmiş olan Allah’ın ipi, Allah’ın kitabı Kuranı Kerimdir” buyuruyor. Kur’an-ı Kerim bizim için, birbirimizi sevmek, kardeşliğimizi güçlendirmek kısaca dünya ve ahiret mutluluğuna götürecek yol haritamız olmalıdır.

13)Allah-ü Teâlâ Müslümanlar arasındaki kardeşlik bağının güçlenmesi için çeşitli vesileler yaratmıştır. İşte Ramazan bayramı bu vesilelerden biridir. Bayram toplum olarak kutlanıldığı zaman bir anlam kazanır. Bayram günleri, tatil günleri olmaktan öte, bize bir takım yükümlülükler yükleyen günlerdir. Bu yükümlülükleri yerine getirdiğimizde bayramın anlamını ruhumuzda daha çok hissedeceğiz ve gerçek bayramı bu vesileyle öteki âlemde yapmayı hak edeceğiz.

14)Bu günlerde olsun Sıla-i Rahim ibadetimizi yerine getirelim. Peygamberimiz buyuruyor ki: ' Allaha ve ahiret gününe iman eden Sıla-i Rahim yapsın. Sıla-i Rahim yakınları ziyaret edip hal ve hatırlarını sormaktır... Sıla-i Rahim ömrü ve rızkı çoğaltıp bereketlendirir.

15)Peygamberimiz çocukları bayramda sevindirirdi, kendi çocuklarımızı sevindirdiğimiz gibi gelin gönüller yapalım bu bayramda ümmetin yetimlerini ve çaresizlerini de sevindirelim.  

16)Mezarlıkları ziyaret edelim. Mezarlıklarda geçmişlerimiz için Kur’an-ı başkasına okutmayalım,  mümkünse kendimiz okuyalım.

Bayram Namazı İl merkezinde saat 05:48’de kılınacaktır.

Mübarek Ramazan Bayramının başta aziz Ordulular olmak üzere milletimiz, devletimiz, gönül coğrafyamız ve İslam âlemi ile insanlık için hayırlara, bereketlere, sevgi ve muhabbetin daha da artmasına vesile olmasını diler, aziz şehitlerimiz başta olmak üzere bütün geçmişlerimize rahmet niyaz eder, Bayramınızı tebrik ederim.’

 

Mutafa KOLUKISAOĞLU

Ordu İl Müftüsü