23.06.2016

29 Temmuz 2016 Tarihli Hutbe

İL: ORDU

TARİH: 29.07.2016

 

يَااَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَارَزَقْنَاكُمْ وَاشْكُرُوا لِلّهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم

عَجَباً لامْرِ الْمُؤْمِنِ إنّ اَمْرَهُ كُلّهُ لَهُ خَيْرٌ وَلَيْسَ ذلِكَ لاحدٍ إلا ّلِلمُؤْمِنِ إن اَصَابَتْهُ سَرّاءُ شَكَرَ فَكَانَ خَيْراً لَهُ وَإنْ اَصَابَتْهُ ضَرّاءُ صَبَرَ فَكَانَ خَيْراً لَهُ

 

NİMETLERE ŞÜKRETMEK

Okumuş olduğum ayeti kerimede Rabbimiz şöyle buyuruyor:

‘’Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, eğer siz yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız O'na şükredin.’’[1]

Muhterem Müslümanlar!

Şükür; iyilik edenin ve nimet verenin kadrini ve kıymetini bilip bunu insanlara göstermek iyilik ve ihsanda bulunanı övmek anlamına gelir. Şükür Allahın kullarına verdiği nimetlerin onların dilinde övgü kalbinde sevgi, organlarında da itaat etme boyun eğme olarak otaya çıkmasıdır.

Bu konu ayeti kerimede şöyle ifade edilmektedir. “Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kimde nankörlük ederse , ( bilsin ki ) Rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir”[2] buyurulmaktadır.

Peygamberimiz (s.a.s)    Bir şeyler yiyip içtikten sonra bu rızkı veren Allaha hamd ve şükretmenin gereğini şöyle beyan etmektedir: ”Bir kimse yemek yerde, beni yediren, kuvvet ve kudretim olmadığı halde bana rızık veren Allah’a hamd olsun derse, geçmiş (küçük) günahları bağışlanır”[3] buyurmuştur.

İnsan, her zaman nimetlere kavuşmayabilir. Bazen de bela ve sıkıntılara maruz kalabilir.  Nimete kavuştuğunda şükretmeyi bilen bir insan bela ve musibet karşısında sabretmesini bilmelidir.

Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s) “Mü’minin işi tuhaftır, her işi hayırdır. Bu, yalnızmü’mine özgü bir şeydir. Sevindirici bir işle karşılaşınca şükreder, o iş kendisi hakkında hayırlı olur. Üzücü bir işle karşılaşsa sabreder, bu da kendisi için hayır olur”[4]buyurarak Müslümanlara sabrı ve şükrü tavsiye etmiştir.

Muhterem kardeşlerim!

Hamd ve şükrün yapılıp yapılmadığı ahiret gününde sorulacaktır:  “Kıyamet günü kul (hesap vermek üzere ) getirilir. Allah; Ben sana kulak, göz, mal ve evlat vermedim mi? Hayvanları ve ekini senin emrine vermedim mi? Seni bunlara baş olmak, onlardan istifade etmek üzere serbest bırakmadım mı? Acaba, benimle bu günkü şu karşılaşmanı hiç düşündün mü? Diye soracak kul da; hayır diyecek. Yüce Allah; öyleyse bugün ben de seni unutacağım, tıpkı (dünyada) beni unuttuğun ve hatırlamadığın gibi[5] buyuracak.

Şükür nimetlerin artmasının en önemli sebebidir. Nankörlük ise, azabın artmasına bir sebeptir. Nankörlük durumunda, nimetler elimizden gitmeyebilir, belki daha da çoğalabilir. Ama yüce Allah kimi zaman lütfundan nimet verir bazen de, kahrından verir. Bu nedenle şükretmeyenler, nimetlerin azaltılacağından veya verilmeyeceğinden değil şiddetli azapla uyarılmışlardır.

Yüce Allah, bizlere vermiş olduğu sayısız nimetlere şükredebilmeyi cümlemize nasip etsin.

Hazırlayan: Cemil SOMUNCU

ORDU / GÖLKÖY Damarlı Mah. Yasin Camii İmam Hatibi

 

 

[1]Bakara-172.

[2] Neml27/40

[3]Tirmizi Deavat56

[4] Müslim, Zühd,13

[5]Tirmizi  Deavat23