23.06.2016

15 Temmuz Tarihli Hutbe

İL: ORDU

TARİH: 15.07.2016

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

قَالَ رَسُولُ اللهُ صَلَّى اللهُ عَلَيْهَ وسَلَّمَ: لَا يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلَاثٍ

 

DARGINLIKLARA SON VERMEK

 Muhterem Kardeşlerim!

Toplumda, bireyler arasında karşılaşılan hak ihlalleri, fikir çatışmaları, çekememezlik, kötü söz, zulüm, şiddet ve buna benzer sorunlar kırgınlıklar ve dargınlıklar meydana getirmektedir.

   Kur’an ve sünnet bizlere dargınlıklara son vermemizi istemektedir. Kur’an Müslümanları kardeş ilan etmiş ve kardeşliğin gereği olarak dargınlıklara son vermemizi ve dargınlıkların arasını düzeltmemizi istemektedir. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz.” (1)

 

Kıymetli Müminler!

Farklı sebeplerle birbirine dargın olanların, bu dargınlığı ileri boyutlara taşımamaları gerekir. Kardeşlik hukukunu yeniden devreye sokarak kardeşi ile barışmalıdır. İslam, Müslüman’ın üç günden fazla dargın durmasını uygun görmez. Nefsini yenerek kardeşi ile barışmasını istemektedir. Nitekim Allah Rasulü (s.a.s.): “Bir kişinin kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helal değildir.” (2)

   Dargınlar kendileri barışamıyorlarsa, onları barıştırmak Müslümanların üzerine bir sorumluluktur. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Eğer Müminlerden iki grup birbirleriyle vuruşursa onların aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın (mücadele edin) eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve her işte adaletli davranın şüphesiz ki Allah adil davrananları sever.” (3)

Kıymetli Kardeşlerim!

Müslümanlar Kur’an ve sünnetin doğrultusun da yaşamalı, nefislerinin arzu ve isteklerine uymamalıdır. Kardeşliğin gereği olan sevgiyi ve dostluğu ön plana çıkarmalıdır. Kindarlığı bırakmalıdır.

     Allah’ın buyruğu nefislerimize ve düşüncelerimize yansımalıdır. Bu da dargınlıklara son vermekle mümkün olabilir. Allah Rasulü (s.a.s.): “İki Müslüman karşılaşırsa biri bir tarafa öteki öbür tarafa döner. Hâlbuki bu iki Müminin hayırlısı önce selam vermeye başlayandır.” (4)

      Yine Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) dargınlığın dini açıdan tasvip edilmediğine ve bu durumun manevi boyutuna şu sözü ile işaret etmişlerdir. “Her Pazartesi ve Perşembe günü ameller Allah’a arz olunur. Din kardeşi ile arasında düşmanlık bulunan kişi dışında Allah’a şirk koşmayan her kulun günahları bağışlanır. Meleklere siz şu iki kişiyi birbiriyle barışıncaya kadar tehir edin buyrulur.” (5)

       Yüce Allah’ın bizi bağışlamasını istiyorsak, bizlerde insanları bağışlamalıyız ve dargınlıklara son vermeliyiz. Hem Yüce Allah’ın emrini, hem de kardeşlik hukukunu yerine getirmiş oluruz.

      Birlik ve beraberlik ancak sevgi, saygı ve kardeşlikten geçer. Kardeşlikte ancak dostluk ve muhabbetten geçer.

     Müslüman kendisi ile ve başkalarıyla barışık olmalıdır. İnsan sinesinde kin taşıyorsa bu onun için yüktür. Bu yükten kurtulmalıdır. Karşılaştığı her Müslümana Allah’ın selamını vermeli ve verilen selamları alabilmelidir. Bunu başardığımız zaman huzur ve mutluluğu yakalamış oluruz.

[1]Hucurat,49/10; 

[2]Buhari, Edep, 57;

[3] Hucurat, 49/9;

[4] Buhari, Edep, 62;

[5] Müslim, Birr, 36;

HAZIRLAYAN:Nuri BODUR Kirazdere Mah. EskiCami İmam-Hatibi KABADÜZ/ORDU

Redaksiyon: İl İrşat Kurulu