17.12.2016

Müftü Kolukısaoğlu ‘Ordu Meydanı’na Konuk Oldu

İl Müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu Tv52’de Akın Çiçek’in hazırlayıp sunduğu “Ordu Meydanı” adlı programın canlı yayın konuğu oldu.

Tv52’de her hafta Cuma akşamları yayınlanan Ordu Meydanı programına konuk olan il müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu, gazeteci ve televizyoncu Akın Çiçek’in sorduğu sorulara içtenlikle cevap verdi. Müftü Kolukısaoğlu’nun Ordu iline atandığı günden bu yana geçen yaklaşık 7 yılın değerlendirildiği programda önemli konulara değinildi.

Programın başında ülkemizde yaşanan menfur terör olayları da ele alındı. Terör olaylarını lanetleyen müftü kolukısaoğlu dinimizin bazı kavramlarının yanlış kullanıldığının ve yozlaştırıldığının altını çizerek “menfur olaylar bir an önce dursun inşallah. Geçmişte şöyle durumlar yaşadık, şu kadar zikir çekersen zengin olursun, şu duayı okursan sınavı kazanırsın. Bu günlerde de sosyal medya ortamlarında veya başka ortamlarda bu gece sabaha kadar dua edelim, zikir çekelim terör dursun, ya da masumlar ve mazlumlar kurtulsun. Evet, mutlaka dua edelim ancak Allah’ü Teâlâ “Ey kullarım Allah’ın ve sizin düşmanlarınız olanlara karşı kuvvet hazırlayın.” Kuvvetten kasıt çağın gerektirdiği her türlü teknolojik imkânlardan da faydalanılan fiziki, maddi ve manevi kuvvettir. Yani düşmanlara galip gelinmesi için lazım gelen her türlü kuvvettir. Enfal suresi 73. Ayetinde ise “Kâfirler birbirileriyle dayanışma içindedirler. Ancak sizde böyle yapmazsanız yeryüzünde zorbalık ve büyük bir baskı oluşacaktır” buyurulmaktadır. Dolayısıyla biz Müslümanlar olarak dayanışma içerisinde olmaz isek yeryüzünü büyük bir baskı kasıp kavurur. Bu gün yaşadığımız dünya da açıkça görüyoruz ki küfür tek bir millettir. Adı, meşrebi, mezhebi, devleti ne olursa olsun küfür tek bir millettir, hepsi birleşip saldırıyor. Bu gün Halep’te, Filistin’de ve Müslümanların yaşadığı dünyanın diğer beldelerinde yaşanan dramlar bizim ülkemizde yaşadığımız alçak terör saldırıları küfür milletini hiç ilgilendirmiyor. Yanlış anlaşılmasın ben duaya karşı değilim. Ama şu manada duaya karşıyım diyorlar ki; Allah’ın 99 güzel ismi var, bunları okuyan cennete gider. Oysa Allah’ın 99 güzel ismini okuyup anlayıp o isimlerin manalarını hayatınızda yaşarsanız ancak cennete giderseniz. Bütün bu yanlış anlatım ve anlamalardan Fetö’ler doğdu ve aynı şekilde devam edersek nice Fetöler doğmaya devam eder. Şu kadar duayı okursan zengin olursun hayır olamazsın. Şu kadar duayı okursan istediğin fakülteyi kazanırsın hayır kazanamazsın. Burada dua iki şekildedir. Birincisi olmasını istediğimiz iş için yapılması gerekenlerin tamamı çalışılarak yapılacak ondan sonra ikinci olarak gönülden isteyip Allah’a dua edilecek. Yoksa çalışmadan vermek Allah’ın kanunlarına aykırıdır. İnsan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır, kendisine düşeni yapacak, yapmadığı takdirde istediğine kavuşamaz. Bu gün Müslümanların yaşadığı sıkıntılar görevlerini, üzerlerine düşen sorumlulukları tam olarak yerine getirmemelerinin sonuçlarıdır. Ehli küfür kendi üzerine düşeni zaten fazlasıyla yapmaktadır. İslam’ın ve Kur’an-ı kerimin bize mesajı şudur; güç kullanmak zorunda kalmamak için çok güçlü olun ki dünyada zalimler zulümlerini yapamasınlar.

Başka FETÖ’ler de Çıkabilir…

Cemaat ve Tarikatlar konusunda uyarılar yapan müftü kolukısaoğlu, bizim yasal olarak görevimiz toplumu dini konularda sahih kaynaklardan doğru bilgilendirme diyerek, Diyanet İşleri Başkanlığının son yılarda ülkemizin yaptığı hamlelere uygun olarak büyük bir atılım gerçekleştirdiğinin altını çizdi. “Artık bizim görevlilerimiz sadece camileri beklemiyorlar. Toplumun her kesimi ile yakından ilgileniyor ve her yere hizmet götürüyorlar. Camilerimiz de artık Peygamber efendimiz döneminde ki işlevine yavaş yavaş kavuşuyor. Bu milletin kurumunun mensupları olarak bizler Allah’ın kelamı Kuranı kerimde ve sahih sünnette olmayan hiçbir şeyi milletimize söyleyemeyiz. Birileri söyleyebilir onların amaçları başkadır. Ama bizim teşkilat olarak dinimizi sahih kaynaklarından milletimize aktarma ve bu yüce millete hizmetten başka bir amacımız yoktur olamaz da. Cemaat, tarikat ve tasavvuf çok güzel kelimeler asla bunları kötüleyemeyiz. Bunlar kuran ve sünneti en ince noktalarına varıncaya kadar takip eden, severek yapan ve Allah’ın dininin yaşayanlardır. Ancak Kuran ve sünnet dışına çıkan hiçbir cemaat ve tarikat asla kabul edilemez.

Ülkemizin yaşadığı 15 Temmuz hain kalkışmasında bizim de hatamız var diyen müftü kolukısaoğlu, “bir cemaat mensubu çıkıyor diyor ki Azrail geldi bizim efendi hazretleri Azrail’i canını vermeden geri gönderdi, böyle bir şey olabilir mi? Oysa kitabımızda buyuruluyor ki “ecel geldiği zaman onda bir gecikme olmaz”.  Bir başkası kitap yazmış orada diyor ki ölüden yardım istemek dinde vardır, hayır yoktur. Çünkü biz beş vakit namazımızda okuduğumuz Fatiha suresinde diyoruz ki “yalnız sana ibadet eder, ancak senden yardım dileriz”. Bir başkası diyor ki, “filan zata bağlan ki imanın kurtulsun”. Cehennem de yanmayan kefen satıyoruz diyen cemaatte var. Bunları dinleyen insanlar bunların yanlış olduğunu biliyorlardı ancak söyleyen çok mübarek bir zat vardır bir hikmeti diye düşündüler. Oysa hiçbir hikmeti yok ve olamaz zaten.  Feto da buna benzer birçok şey söylediği halde biz milletimize gür sesle ey milletimiz bunların söylediğinin hiçbir hikmeti yoktur. Bunlar Kur’an ve sünnet dışıdır. Hikmet ancak Allah’ın kitabında ve Peygamberimizin sahih sünnetindedir, diyemedik. Bunların önlemlerini etkin bir şekilde almaz isek daha çok başka Fetöler çıkabilir. Bir grup İslam kardeşliğini öteleyerek cemaat kardeşliğini önceledi ve bunun sonucunda istismar edip kandırdığı insanlarla bize 15 Temmuzu yaşattı. Bu sebeple asıl olan şu kardeşliği bu kardeşliği cemaat tarikat kardeşliği değil, asıl olan İslam kardeşliğidir. Devletimiz bu konuda gerekli önlemleri almalı ve milletimiz de yaşananlardan gerekli dersleri çıkarmalı.

Orduda geçen 7 Yılı Değerlendirdi…

Programda Akın Çiçek’in hizmetlerle ilgili sorularını cevaplayan müftü Kolukısaoğlu, Ordu da geçen yaklaşık 7 yılda birçok proje gerçekleştirdiklerini ve bunların bazılarının da ülke genelinde ilk olma özeliğine sahip olduğunu belirtti. Camilerde halen devam eden Tefsir ve hadis halkaları, Rehberim Peygamberimi Öğreniyorum Projesi ve bunun için düzenlenen yarışmalar, bu projeler sonunda yapılan yarışmalarda dereceye giren 10 kişinin ödül olarak umreye gönderilmesi..  İşaret diliyle hutbe okunması, Sağlıklı birey mutlu aile huzurlu toplum projesi, Esnaf kuran öğreniyor ya da Alo Kuran Öğrenmek İstiyorum projesi, ilimizde büyük rağbet gören  Sabah namazı buluşmaları gibi daha birçok örnek proje.

Müftü Kolukısaoğlu programda halen ülke genelinde ve diyanet işleri başkanlığı teşkilatında ilk olma özeliğini koruyan ve tamamı din görevlilerinden oluşan ORKUT (Ordu Din Görevlileri Arama ve Kurtarma Timi), ve yine tamamı din görevlilerinden oluşan Ordu Din Görevlileri Mehter Takımı, Din Görevlilerinden Oluşan Tasavvuf Musikisi Korosu gibi birçok ilke imza attıklarını belirtti.

Geçtiğimiz yılarda ‘’Kimsesizlerin kimsesi olmak ister misiniz?’ adı altında toplumsal ve sosyal sorumluluk projesini de hayata geçirdiklerini belirten müftü Kolukısaoğlu, “biz insanlarımız gelsinler namaz kıldıralım diye camide beklemedik. Bütün bu projelerimiz ordu halkında büyük bir karşılık buldu. Yaptığımız bütün hizmetlerde Ordulu kardeşlerimiz bize her zaman destek verdiler. Ayrıca şuan diyanet işleri başkan yardımcımız olan o günlerde ki ordu ilahiyat fakültesi dekanımız Prof. Dr. Yavuz Ünal hocamızın bu projelerimizde büyük katkı ve destekleri olmuştur” dedi.

Diyanet Öğrenci Evleri…

Bir soru üzerine il müftülüğünce açılan diyanet öğrenci evlerine de değinen müftü kolukısaoğlu, “Üniversite öğrencilerimizi hiçbir kişi ya da zümreye muhtaç etmeyeceğiz diyerek yola çıkmıştık. Bu anlamda 19 ilçe müftümüzle birlikte ortak hareket ederek yaptığımız bir proje ile 24 Diyanet öğrenci evini hizmete soktuk ve bu evlerde 155 üniversite öğrencisini barındırıyoruz. Bu evlerimizin en büyük özeliği ise tamamı en güzel yerlerde yeni binalarda ve tamamı doğal gazlı, tamamının tefrişatı tarafımızdan yapılmıştır. Biz öğrencilerimizden hiçbir ücret talep etmedik ve etmiyoruz. Keşke bu hizmeti ülkemiz 15 Temmuzu yaşamadan çok daha önceleri yapabilseydik.  

Müftü Kolukısaoğlu, bütün bunların yanında Halen faaliyette olan Ordu Hafızlık Bölge Yatılı Kur’an kursu, Ordu Üniversitesi Cami gibi önemli eserleri de orduya kazandırdıklarını da sözlerine ekledi.

Ordululara, Din Görevlilerine ve Ordu Basınına Teşekkür…

Eski Ordu müftüsü merhum İsmet Selim’den sonra orduda en uzun süre görev yapan müftü olduğunu ifade edip, kararname ile merkeze alındığını, bu sebeple her hangi bir kırgınlığının olup olmadığını Akın Çiçek’in sorması üzerine il müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu şunları ifade etti:

“Ben geçtiğimiz günlerde Adana ilinde gerçekleştirilen il müftüleri toplantısında zaten çıkıp 81 il müftümüz ve diyanet teşkilatının üst yönetimi ile helalleşmiştim. Çünkü benim yaş haddinden emekliliğime çok kısa bir süre kalmıştı. Kararname beklediğim bir şeydi. Orduya gelip 7 yıla yakın görev yapmak herkese nasip olmaz. Herkes orduyu isterken beni seçtiklerinde nasıl sevinçle ve şükürle karşıladıysam bu gün orduda kanuni kalmam gereken süreden daha fazla kalarak hizmetimi tamamlayıp aynı sevinç ve huzurla yine Rabbime şükrederek emekli oluyorum. Bu güne kadar destek veren yöneticilerimize teşekkür ediyorum. Asla kırgınlık diye bir şey söz konusu dahi olamaz. Biz devletimizin, milletimizin emrinde, dinimizin hizmetindeyiz ve olmaya devam edeceğiz. Herkesten destek gördüm, Sayın Bakanımızdan, Büyükşehir belediye başkanımızdan, milletvekillerimizden hep destek gördüm.  Ancak özelikle bizi hizmetlerimizde hiçbir zaman yalnız bırakmayan Ordulu kardeşlerime ve yaptığımız her hizmeti duyurmada büyük destek veren güzide ordu basınına ve saygıdeğer basın mensuplarına kalbi teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. Ayrıca bütün bu hizmetlerin asıl kahramanları olan çalışma arkadaşlarıma, bütün din gönüllüsü meslektaşlarıma da şükranlarımı sunuyorum”.

Ordu müftüsü olarak önümüzde ki günlerde emekli olacağını belirten müftü Kolukısaoğlu, orduya ve Ordululara veda etmeyeceğini, Orduluların iyi ya da kötü günlerinde hep yanlarında olmaya ve dinin hizmetkârı olarak hayatını sürdürmeye devam edeceğini sözlerine ekledi.